DEĞERLİ OKUYUCULAR!!!

Değerli okuyucular!

 

İslam âlemi ağlıyor, derdimiz dinmiyor, kan durmuyor, çocuklar ölüyor, (Filistin’de, Suriye’de vs.) olan kime oluyor?

Ehli sünnet olan ülkelere, cemaatlere ve şahıslara…

Ehli küfrün tek düşmanı Ehlisünnettir. Ehlisünnetin dışında kalan görüşler İsrail’in, İngiliz’in ve Amerika’nın projesidir.  İngiliz senaryo yazar, İsrail finansını sağlar Amerika ise oynar.

         Zamanımızda Şia, Vahhabi, El-Kaide, Hizbullah,  Selefi, İşid gibi ehlisünnetin dışında kalan görüşler, aslında İslam âlemini yıpratmak için yapılan ve ehli küffar tarafından çıkartılıp, desteklenen fırkalardır.

 

BUNLARIN BAZI GÖRÜŞLERİ ŞÖYLE;

*Şefaati inkâr etmek,

*Peygamberimizin (sav) mucizelerini inkâr etmek,

*Kabir azabını kabul etmemek,

*Bu hadis mütevatir değil diyerek, hadisi şerifleri itibarsızlaştırmak,

*İnsanları sünneti seniyeden soğutmak,

*Kurandan başka kaynak kabul etmemek,

*Peygamberlere ve sahabeye ismi ile hitap etmek ( aleyhisselam ve radıyallahu anh dememek),

*Peygamberde beşer (insan) bizde beşeriz tabiri ile âlemlere rahmet olarak gönderilen, Hz. Muhammed Mustafa’ya (sav) postacı diyerek, pasivize etmek.

*Hadislerin çoğu zayıftır, uydurmadır diyerek Allah (cc) ve Efendimiz (sav)in arasını ayırmaya çalışmak. Hâlbuki ayeti kerimeler de “Allaha ve Resulüne” itaat, emredildiği halde.

(Bakınız, Ali İmran suresi 31,32,132.  Nisa suresi 13,59,69. Maide suresi 92. Enfal suresi 1,20,46.  Tevbe suresi 71. Nur suresi 52,54,56. Muhammed suresi 33. Mücadele suresi 13. Tegabun suresi 12)

Daha birçok ayeti kerimelerde Resul’e itaati emrediyor. Kısacası “Resule itaat Allaha (cc) itaattir” (Nisa suresi-80)

Nisa suresi 150-151 ayeti kerimesinde ise Cenabı Hak şöyle buyuruyor;

“Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, “kimine inanırız, kimini inkâr ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar kâfirlerin ta kendileridir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.”

*Şeyhleri ve âlimleri küçümsemek,

*Osmanlı’yı ve padişahlarına hakaret ederek, aslımızdan kopararak asimile etmek,

*Kader konusunda insanların akıllarını karıştırmak,

*İslam büyüklerine İmamı Azama, Yunus Emre’ye, Mevlana’ya, İmamı Rabbani’ye, İmamı Gazali’ye hakaret etmek küçümsemek vs.

Daha televizyonlarda; horozdan kurban olur, hayızlı kadın namaz da kılar oruç da tutar, çorap üzerine mesh olur, konularını saymıyorum.

 

ŞU AÇIDAN OLAYLARA BAKARSAK GERÇEKLERİ DAHA İYİ GÖRECEĞİMİZE İNANIYORUM.

*Bütün İslam âlemi (ehlisünnet olanlar) kan revan içinde iken, İRAN ne kadar rahat; çünkü ŞİA,

*Suriye de bunca kan akmasına rağmen Esad niye gitmiyor? Çünkü Esad’ın gitmesi demek Suriye de ehlisünnetin hâkim olması demektir. Bu da ehli küffarın işine gelmiyor.

*Suudi Arabistan, vahhabi olduğu için şu anda rahat, şayet ehlisünnet olsa idi, onu da rahat bırakmazlardı.

*Mısır da Mursi niçin darbe ile indi, çünkü ehlisünnet olduğu için. İsrail’in işine gelmediği için darbe ile indirildi.

*Düne kadar Yemen de, ehlisünnet hâkimdi. Şu anda ise Şia’nın baskısı, zulmü ile ehli küfrün yapamadığı tahribatı, Şia yapmış oldu. Bu da İslam düşmanlarının işine geliyor. Yemeni şia’laştırarak İsrail ve İngiliz’in eli kuvvetlenmiş olacak.

*Irak’ta niye kan durmuyor? Ehlisünnet olduğu için.

*Bangladeş’te ehlisünnet âlimleri niçin idam ediliyor? Niçin selefi, vahhabi, Şia akınları durdurulamıyor? İşid büyüyor dünyada hızla yayılıyor çünkü arkalarında İsrail, İngiliz, Amerika var kardeşlerim.

*Ehlisünnet olan ülkeler niçin yokluk, sıkıntı, çatışma içinde? misal verecek olursak; Irak, Afganistan, Pakistan, Yemen, Bangladeş, Keşmir, Arakan, Filistin, Türkiye vs.

 *TÜRKİYEMİZ ise; ecdadımız Osmanlının bize miras olarak bırakmış olduğu ehlisünnet camiasının merkezi konumunda olduğu içindir ki; “hiç bir ülkeye yapılmayan zülüm, haksızlık, terör, çatışma ülkemizde yapılıyor…”

 

ÜLKEMİZDE OYNANAN OYUN, DÜNYADA HİÇBİR İSLAM ÜLKESİNDE OYNANMAMIŞTIR.

*35 yıldır bitmeyen, bitirilmeyen, dış güçler tarafından desteklenen PKK belası ile,

*Terör ile,

*İrtica ile mücadele bahanesi ile ehlisünnet olan cemaatin medreselerine, hocalarına baskınlar yaparak,

*Paralel ihaneti ile,

*Balyoz, Ergenekon… Her 10 yılda bir darbeler ile,

*e-muhtıra ile,

*Gezi eylemleri ile,

*Sağcı- Solcu, Alevi- Sünni, Türk- Kürt ayırımı yapılarak,

*DIŞ GÜÇLERİN El-Kaide, Hizbullah, Şia, Vahhabi, Selefi, İşid gibi gurupların yayılmasını sağlayarak.

*Televizyonlarda bunca sapık hocaların programları ile,

         TÜRKİYEMİZİ ehlisünnet itikadından, inancından koparmak istediler. İnşallah başaramayacaklar. Allah (cc) ehlisünnet vel-cemaat olanların yar ve yardımcısı olsun…

         Allah (cc) ehlisünnet vel-cemaat olan itikat ve inanç üzere yaşamayı bizlere nasip eylesin âmin.

 

MAHMUD EFENDİ (KS), ŞEYHİ ALİ HAYDAR EFENDİ’NİN (KS) ŞÖYLE BUYURDUĞUNU NAKLETMİŞTİR:

Bir gece seher vakti, uyanıkken aşikare olarak şeytan yanıma geldi ve bana: “Sen hangi mezheptensin” diye sordu. Ben de: “Ehl-i Sünnet vel-Cemaat mezhebindenim” dedim. “Peki mezhebinin hak olduğuna delilin nedir” dedi. Bende “Kuran-ı Kerimdir” dedim. Şeytan: “Her mezhep sahibi haklı olduğuna dair Kuranı delil getiriyor, o halde onların haksız olup, senin haklı olduğun ne malum” dedi.

Bunun üzerine ben ona nice ayet ve hadisler okuyarak cevap verdiysem de, bir türlü ikna olmadı ve önüme bir taş yuvarladı. Böylece uzun müddet mücadele devam etti, çok yoruldum, aciz kaldım ve yanımda duran yatağa düştüm, uzandım.

O anda Mevlâ Teâlâ:

?????? ??????? ???????? ??? ??????? ???? ?????? ????????? ? ?????? ?????????? ?????????? ???? ??? ??????? ?

Ayet-i cellesini hatırıma getirdi. Ben de hemen yatağımdan doğrulup ona cevap olarak, bu ayeti okudum. “Bu ayet-i celilede Mevlâ Tealâ Habîbi (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`e ve ashabına hitaben buyuruyor ki: “Eğer onlar (kendi dinlerini hak bilip, insanları ona davet eden Yahudi, Hristiyan vesair din mensupları) senin ve ashâbının inandığı gibi inanırlarsa, muhakkak (ancak o zaman) hidayete ermiş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, ancak onlar haktan büyük bir ayrılık içindedirler.” (Bakara Sûresi:137’den) ve devamla şeytana dedim ki: “İşte bu ayet-i celle nazil olduğu zaman ne Mutezile, ne Şia, ne Cebriyye, ne de Kaderiyye gibi batıl mezhepler mevcut değildi. Ancak Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ve ashabı mevcuttular ve hak üzere olanlar da ancak bunlardır” dedim.

Öyle ise dünya yıkılıncaya kadar ancak onlar gibi inanıp, onların amelleri gibi amel edenler, onlara hakkıyla tabi olmuş ve hidayet üzere bulunmuş olur. Ehl-i Sünnet vel-Cemaat işte bunlardır. Ben böyle deyince “şeytan bu izahıma karşılık veremedi ve gitti.”