Demirel 28 Şubat dâvâsından kaçtı

28.10.2014 09:25:39

28 Şubat darbe davasının 67. duruşması dün görüldü. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava kapsamında beyanının alınması için davetiye çıkarılan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, avukatı aracılığıyla tanıklık yapmayacağını mahkemeye bildirdi.

28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak” suçundan yargılandığı davanın 67. duruşmasına dün devam edildi. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, adli tatil nedeniyle verilen aranın ardından yapılan duruşmaya tutuksuz sanıklar, avukatlar ve müştekiler katıldı. Müşteki avukatları arasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızları Esra Albayrak ve Sümeyye Erdoğan’ın avukatı, müştekiler arasında ise eski Bakan Hasan Ekinci ve eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu ile 1998’de AİHM’e başörtüsü yasağı nedeniyle başvuran Leyla Şahin de hazır bulundu.
Zirve Yayınevi davasında tutuklu yargılanırken tahliye edilen emekli orgeneral Hurşit Tolon’un da izlediği duruşmada, yoklamanın ardından Ankara’daki 91 kişiye davetiye çıkarıldığı belirtildi ve hazır olmaları durumunda 45’inin beyanının bugün alınacağı, kalanlara yarın devam edileceği açıklandı.  Sanıklardan Doğan Temel ve Sedat Arıtürk’ün sesli ve görüntülü sistemle ifadesinin alınacağının belirtilmesi üzerine müşteki Çetin Vural’ın avukatı Ömer Kavili, isnat edilen suçun ağırlığı nedeniyle sesli ve görüntülü sistemle ifade alınmasından vazgeçilmesini, doğrudan doğruyalık ilkesi uyarınca sanıkların salonda savunmasının alınmasını talep etti. Cumhuriyet Savcısı Levent Savaş, talebin reddine karar verilmesini istedi.
İKİ SANIĞIN İFADESİ ALINDI
Mahkeme, Kavili’nin taleplerinin reddine karar verdikten sonra Temel ve Arıtürk’ün İstanbul’dan Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla savunmalarına geçildi. Sanık Temel, ciddi rahatsızlığı bulunduğunu, ışın tedavisi gördüğünü belirtti ve oturarak savunmasını yaptı.  Genelkurmay Personel Daire Başkanlığı’nın 1997’deki çalışmaları hakkında bilgi veren Temel, başkanlığın o dönemde 4 şubeden oluştuğunu bildirdi.
Temel, nisan-temmuz döneminde dairenin çok yoğun çalıştığını ifade ederek, iddianamede, kendisine yönelik suçlamaların tam bu döneme yönelik olduğunu belirtti. Savcıya ifadesinde 7 Nisan 1997’deki toplantıya katılmadığını, o tarihte Bosna-Hersek’te bulunduğunu, buna ilişkin belgeyi verdiğini anlatan Temel, “2 Temmuz’da yapılan ve konusunu dahi bilmediğim bir toplantıdan bahsedilmektedir. YAŞ öncesindeki en yoğun dönemde, bu toplantıya katılmam söz konusu değildir” dedi.
“1960 DARBESİNİN ISTIRABINI GÖRDÜM”
Dairenin, psikolojik harp taktikleriyle ilgisi olamayacağını savunan Temel, “Benim için en ağır suçlama, darbe ile suçlanmaktır. Daha 15 yaşındayken 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin getirdiği acı ve ıstırabını gördüm. Rahmetli babam binbaşılıktan yarbaylığa terfi beklerken, ordudan ihraç edildi. Rahmetli annem ve kardeşlerim büyük zorluk çektik. Askeri darbelerin bu ülkeye ve bizlere nelere mal olduğunu en iyi bilenlerden biriyim. Arz ettiğim nedenlerle beraatımı ve ciddi sağlık sorunlarım nedeniyle duruşmalardan vareste tutulmayı isterim” diye konuştu. Temel, savunmasının ardından soru üzerine, NATO görev emriyle 4-25 Nisan 1997 arasında Bosna-Hersek’te bulunduğunu, gidiş ve dönüşünün Etimesgut’tan askeri nakliye uçağıyla olduğunu ifade etti ve buna ilişkin kayıtların bulunması gerektiğini dile getirdi. Temel’in avukatı Aytekin Erol da Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine açılmış diğer davalarda olduğu gibi, bu davayla ilgili de kamuoyunda büyük endişe yaşandığını savundu.  
DEMİREL’DEN RET
28 Şubat darbe davası kapsamında beyanının alınması için davetiye çıkarılan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, avukatı aracılığıyla tanıklık yapmayacağını mahkemeye bildirdiği açıklandı. Davanın öğleden sonraki oturumunun başında, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Fevzi Şıngar, davetiye çıkarılan Demirel’in geçen günlerde avukatı aracılığıyla tanıklık yapmayacağını mahkemeye bildirdiğini söyledi. Davanın son celsesinde, Cumhuriyet Savcısı Levent Savaş, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in dinlenilmesi ve görüşünün alınmasını talep etmiş, mahkeme Demirel’in beyanda bulunmak isterse beyanının alınması için davetiye gönderilmesine karar vermişti.
DEMİREL`E GÖNDERİLEN MAHKEME DAVETİYESİ
Demirel’e avukatı aracılığıyla gönderilen davetiyede, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren düşürmeye, devirmeye iştirak” suçundan sanıklar emekli orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve arkadaşları hakkında kamu davası açıldığı hatırlatılarak, “Mahkememiz ara kararı ve bu yasal düzenleme karşısında tanık olarak; tanıklık yapıp yapmayacağınız, tanıklık yapmayı istemeniz halinde beyanınızı yazılı mı yoksa mahkeme heyeti tarafından konutunuzda mı alınması isteğiniz hususunu makul bir süre içinde mahkememize bildirmeniz rica olunur” ifadesi kullanılmıştı.
ÇEVİK BİR, ‘BALANS AYARI’ İFADESİNİ İNKÂR ETTİ
Temel’e soru yönelten bazı müştekilerin avukatı Reşat Petek, “Davanın iki numaralı sanığı Çevik Bir, tank yürütmenin ‘demokrasiye balans ayarı’ olduğunu söylüyor. Tank yürütmenin darbe olduğunu düşünüyor musunuz?” diye sordu. Temel, “Sorunuzu Çevik Bir’e sorun. Fikir yürütmem mümkün değil” dedi. Bunun üzerine söz alan Çevik Bir ise “balans ayarı” ifadesini kullanmadığını belirterek, “BM Genel Sekreteri’ni ziyaretten döndükten sonra bütün gazeteciler etrafımızı sardı. Kendilerine, BM Genel Sekreteri ile konuşmamı anlattım. Kofi Annan, ‘Türk Silahlı Kuvvetleri demokrasiyi koruyacak şekilde işlemlerde bulunuyor’ ifadesini kullandı. Hürriyet gazetesinden Ferai hanım bunu ben söylemişim gibi yazdı. Yasemin Çongar ise, ‘Çevik Paşa öyle bir ifade kullanmadı’ yazdı. Ama hâlâ ‘balans ayarı ifadesi kullanıldı’ deniyor. Bunu düzeltmek istiyorum” şeklinde konuştu.

vakit



1

LGS başvuruları için bugün son gün

2

İsrail, İran'ın Suriye'deki konsolosluk binasını vurdu: 7 ölü

3

İstanbul'da çarşaflı bir kadına dayak! Yerlerde sürüklendi...

4

Zafer Partisi'nde peş peşe istifalar

5

CHP Meclis Üyesi Adayı Seyfettin Yıldırım'a Vatandaşlardan Büyük Tepki