GÖLLERİMİZ ‘İSRAİL' SALDIRISI ALTINDA

11.08.2015 23:49:58

Son zamanlarda sıkça karşılaşılan ve pek dikkate alınmayan bir konu var. Göllerimizde çoğalan ve yerli balık türlerini hızla yok eden İsrail Sazanı istilası. Soru şu; bu saldırı, kendi kendine gelişen tabî bir hadise mi? Yoksa ‘birileri' tarafından yerli

Son zamanlarda sıkça karşılaşılan ve pek dikkate alınmayan bir konu var. Göllerimizde çoğalan ve yerli balık türlerini hızla yok eden İsrail Sazanı istilası. Soru şu; bu saldırı, kendi kendine gelişen tabî bir hadise mi? Yoksa ‘birileri’ tarafından yerli balık türlerini yok etmek için açılan bir ‘balık tezgahı’ mı?

Haber: Furkan Hasdemir

İSRAİL SAZANI YERLİ TÜRLERİ YOK EDİYOR

Geçtiğimiz günlerde çıkan bir haberde Zonguldak halkı, göllerine dadanan ‘İsrail sazanı’nın yerli balık türlerini yok ettiğini belirterek şikayetini dile getirmişti. Alaplı İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Rafet Yılmaz, yaptığı açıklamada, halk arasında “İsrail sazanı” olarak bilinen balık türünün yerli balıkları yok ettiğini söylemişti.

Yılmaz, “Alaplı Çayı’na bu balık türünün ne zaman bırakıldığını bilmiyoruz ama hızla çoğalıyor. Yerli sazanlar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya” diye konuşmuştu.

Olta balıkçısı Serkan Yılmaz ise bu balığa “istilacı” dendiğini ifade etmiş ve “Çayımızda istilacı İsrail sazanı istemiyoruz”şeklinde konuşmuştu.

TÜRKİYE’DEKİ BİRÇOK GÖL TEHDİT ALTINDA

Samsun’un 19 Mayıs, Bafra ve Alaçam ilçesi sınırları içinde yer alan Kızılırmak Deltası’ndaki balık gölleri ile Ladik ilçesindeki Ladik Gölü ve Türkiye’deki birçok baraj gölünde son yıllarda artan sayıda İsrail sazanı görüldüğü belirtildi. (Anadolu Ajansı)

YERLİ BALIK TÜRLERİ TEHLİKEDE

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nazmi Polat, AA muhabirine, iç sularda istilacı tür olarak yaşayan İsrail sazanının tatlı su levreği, kızılkanat, turna ve kefal gibi birçok doğal balık türünün varlığını tehdit ettiğini söyledi.

Samsun’un dışında Türkiye’nin pek çok iç sularında da doğal olmayan ve istilacı özellikler taşıyan İsrail sazanının bulunduğunu anlatan Polat, şöyle devam etti:

NASIL GELDİĞİ BİLİNMİYOR

“İsrail sazanı, göllerimizin tabî faunasında olmayan, nasıl geldiği bilinmeyen, bulunduğu habitattaki bütün balık neslini tehlikeye sokan bir tür. Eğer önlem alınmazsa göllerimiz balıksız kalarak çölleşecek.

sazannn (1)

YERLİ TÜRLERİN YUMURTALARIYLA BESLENİYOR

Göllerimizdeki doğal balık türleri yılda bir kez döl verirken, İsrail sazanı yılda 5 ila 6 kez döl verebiliyor. Ayrıca söz konusu istilacı tür, besin olarak aşırı bir şekilde yerli balık türlerinin yumurtalarıyla beslenmekte.

Bulunduğu ortama kolayca adapte olabiliyor. Başta ekonomik türler olmak üzere rekabet şansı bulunmayan diğer türlerin neslinin tükenmesine neden oluyor” dedi.

Oltacılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Serkan İnanç’ın konuyla ilgili yorumu:

BİLİNMEYEN BİRİLERİ GÖLDE AŞILAMA YAPTI

Ankara’ya 20 km uzaklıkta bulunan Mogan gölü (Gölbaşı) ve devamındaki ona bağlı Eymir Gölü’nde son zamanlarda yakalanan balıklar için birçok kişi, göle bilinmeyen birileri tarafından aşılama yapıldı ve eskiden burada yakalanan sazanlar ile şu anda yakalanan balıklar hiçte birbirine benzemiyor demektedir. (Benim edindiğim bilgiler resmi kayıtlara göre aşılama yapılmamıştır diyor.)

106823

BİRİLERİ İSRAİL SAZANININ BİR TÜRÜNÜ SALDI

Bir iddiaya göre göle birileri İsrail sazanının bir türünü saldı ve salınan İsrail sazanı türü ile gölde bulunan yerli türün çiftleşmesi neticesinde değişik bir tür ortaya çıktı ve bu çıkan değişik tür yerli sazan değil de diğer türün özelliklerini daha fazla taşıdı ve hızla çoğaldı.

İsrail Sazanı’nın, Manyas, Beyşehir, Ömerli, Sapanca, Karademir, Küçükçekmece, Kavakgöl, Işıklı, İznik, Gala gölleriyle çok sayıda küçük gölette istilacı hale geldiğini dile getiren (USOBDER) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Atalay şunları kaydetti:

İSTİLA, 1993’TEKİ BALIK AŞILAMA PROGRAMIYLA BAŞLADI

”Uşak’ın Eşme ilçesinde bulunan Üçpınarlar Sulama Göleti, İsrail Sazanı istilası altında. 1993 yılında gerçekleştirilen balık aşılama programı kapsamında gölete bırakılan İsrail Sazanı, bugün göleti tamamen ele geçirdi. Gölette başka balık türüne rastlamak mümkün değil.

İSRAİL SAZANI, BALIKLANDIRMA ÇALIŞMALARIYLA YAYILDI

İsmail Atalay şöyle devam etti:

”Bu balık, göletlere havadan gelmedi. Balığın yayılma haritasına iyi bakılmalı. DSİ ve Tarım Bakanlığı balıklandırma çalışmaları yapıyor. Bizim bölgemizde balık aşılamasını Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretim ve Eğitim Enstitüsü yapıyor. 1993 yılında bu balık bu enstitü tarafından bırakıldı. İsteyerek ya da istemeyerek, göletlerimizin nasıl yok olduğu ortada

-”BU BALIKTAN ÜRETMEDİK”-

Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretim ve Eğitim Enstitüsü Müdürü Yılmaz Emre ise iddialar üzerine yaptığı açıklamada, İsrail Sazanı türü balık üretimi yapmadıklarını belirtti.

BİRİLERİ DEVLET YETKİLİSİ GİBİ Mİ GÖZÜKTÜ?

Öyleyse şu soruyu sormak lazım, birileri, göletleri balıklama sırasında, devlet yetkilisi gibi gözükerek mi bu istilacı balıkları göllere saldı?

Oltacılarder.org.tr Yazarı Tuncay Uyanık’ın konuyla ilgili yorumu:

Geçtiğimiz akşamüstü feryat figan bir telefon… Kendine has üslubu ile yırtınarak bağırıyor Şahin Çimi kardeş… “Abi durum çok vahim. Yamyam bunlar. Vallahi istila edildik. Abi sazan yerine koymuşlar bizi hep…” dinledikçe mesele anlaşıldı. Araştırdıkça gözlerim fal taşı gibi açıldı. Cidden istilaydı bu…

İSRAİL SAZANI GENİYLE OYNANMIŞ LABARATUVAR BALIĞIDIR

Sadece civar komşularımız ve Seydişehir’de çim çapağı olarak isimlendirilen bu meymenetsiz balığın ülkemizin her tarafında kullanılan yaygın adı İSRAİL SAZANI’dır. Tamamen mutasyon bir balıktır. Aslî familyası akvaryum balığı olan çiklet balığıdır. Yani kibarcası çim çapağı olan İsrail sazanı değişime uğratılmış genleri bozuk tek kelime ile katli vacip laboratuvar balığıdır.

Bu geni bozuk, mutasyon balığın verdiği zararlar saymakla bitmez. Hepimiz şahidi değil miyiz? Karakız çayında, Mama’nda, İçerikışla, Suğla, Alagöz’de, Susuz çayında binlerce yıldır yaşayan Yağ balığı, Kızıkanat, Akbalık, Göğce gibi doğal hazinelerin, insana sunulan bu lütfün kayboluşuna?

ASİMİLASYON PROJESİ Mİ?

Hangi küçük beyinlilerin asimilasyon projesinin ürünü bu uygulama… Oltalara takılmaya başladığı gün üç beş çapulcuyken güzelim yağ balığının katledilişine seyirci kalan hangi ihmalkâr yetkilinin eseri, su altındaki bu vahşet?

sazan

KEMAL ÖZER BU BİR ‘TASARI’DIR DEDİ

Konuyla ilgili GıdaIMG_6275 Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer’e Son zamanlarda sıklaşan balık türlerini yok eden İsrail Sazanı gibi balıkların ortaya çıkmasının doğal akışın parçası mı yoksa yerli türleri yok etmeye yönelik bir tasarı mı olduğunu sorduk. Cevabı şu şekilde oldu:

“Mutlaka tasarıdır.

Bunu yıllar önce söyledim ekranlarda. “Bizim su havzalarımıza getirip koyarlar ve balık türlerimizi yok ederler önlem alın” dedim. Hiç tepki gelmedi belki de gülüp geçtiler, deli muameleyi bile yapmışlardır. Bunun İsrail’in bir tezgahı olduğundan şüphe duymamak gerek.

Gerçi karada fesada göz yumanlar denizdeki fesada göz yummuş olmaları şaşırtıcı değil. Daha bugünlerimiz iyi günler. Fıtratla/yaratılışla savaş sürdüğü, Müslüman güruhta bu aymazlığını sürdürdüğü müddetçe akla hayale gelmedik felaket suç ortağı olarak gelip bizi de bulacak.”

İSRAİL SAZANI DİĞER SAZAN TÜRLERİNDEN DAHA FAZLA ÜRÜYOR

İsrail Sazanı’nın, diğer balık ırklarıyla çiftleştirilerek çeşitlendirildiğini ifade eden Ege Üniversitesi (EÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Balıklı, “Çeşitlendirilen İsrail Sazanı türü balıklar, zamanla Avrupa`daki çeşitli akarsu ve göllere bulaştı” dedi.

İsrail Sazanı’nın değişik ve baskın bir üreme aktivitesi gerçekleştirdiğine dikkati çeken Prof. Dr. Süleyman Balıklı, sazan balığının yılda bir kez 300 bin yavru ürettiğini, Carassius`un ise yılda 8 kez ve her üremede yaklaşık 700 bin yavru meydana getirdiğini belirtti.

KISIRLAŞTIRILMASSA DİĞER TÜRLER YOK OLUR

Balıklı ayrıca, “Ancak yapılacak bilimsel çalışmalarla bu balık türünün dişisini kısırlaştırabilmek mümkün. Ekonomik değeri olmayan bu istilacı balık türünün yok edilmesi için bilimsel çalışma yapılması gerek. Tek mücadele yöntemi bu. Aksi takdirde diğer tüm balık ırkları kısa süre içerisinde yok olur” Dedi.

52ee428032dc9f0b584fae46

GELECEKTE GÖLLERİMİZ BALIKSIZLAŞABİLİR

Prof. Dr. Polat, İsrail sazanının girdiği göle çok hızlı adaptasyon sağlayarak gölde hakim tür olabildiğine işaret ederek, böyle sürerse gelecekte göllerin balıksızlaşacağını ve yok olacağını öne sürdü.

Polat, “Bu istilacı balık kontrolsüz şekilde göl ve göletlere bırakıldı ya da dolaylı olarak geldi. Bu balık, göllerin ekolojik gelişimi ve tür çeşitliliğinin devamı için çok büyük bir tehdit. Bunu bir an önce durdurmak lazım.” Dedi.

İSRAİL SAZANI GEÇİM SIKINTISINA NEDEN OLABİLİR

Kızılırmak Deltası’ndaki Yörükler Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Yaşar Ergün

“Yörede halk geçimini balıkçılıkla sağlıyor ancak göllerimiz İsrail sazanı tehdidi altında. Ekonomik değeri yüksek olan balıkları yok ediyor. Eğer önlem alınmazsa göllerimizde balık kalmayacak. İnsanlarımız geçim sıkıntısına düşecek” diye konuştu.

Hâsılı gerek belde halkı, gerek bu konuda çalışma yapan uzmanlar, İsrail sazanının ‘birileri’ tarafından yerli balık türlerini yok etmek maksadıyla kasten göletlerimize bırakıldığını söylüyor ve bir an önce İsrail Sazanı’yla kapsamlı bir mücadele başlatılması gerektiğini, aksi takdirde yerli balık türlerinin çoğunun, çok da uzak olmayan bir zamanda kaybolacağını belirtiyor



1

İstanbul'da çarşaflı bir kadına dayak! Yerlerde sürüklendi...

2

Zafer Partisi'nde peş peşe istifalar

3

CHP Meclis Üyesi Adayı Seyfettin Yıldırım'a Vatandaşlardan Büyük Tepki

4

ŞİLE YOLUNDA TRAFİĞE NEŞTER VURACAK PROJE AÇILDI

5

Mescid-i Aksa'da teravih namazı kılındı