İstanbul valisinden açıklama

İstanbul Valisi:

 

Sayın müsteşarım, değerli katılımcılar,

değerli veliler, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Bu toplantının hayırlı ve bereketli geçmesini Cenabı Hak´tan niyaz ediyorum. Sözlerime başlarken dün sayın bakanımızla beraberdik, sayın müsteşarımız da, vali yardımcımız da iletmiştir ama sizlere selam ve sevgileri var. Toplantıya bugünkü programı ve yoğunluğu nedeniyle katılamıyor, onun adına da buradayız. Aslında çok ciddi bir meseleye işaret eden bir konu seçmişsiniz

aile ve okul ilişkisi. Gerçekten 30 yılı aşkın idarecilik hayatımda gördüğüm en önemli sıkıntı ve en önemli sorun alanı aile-okul ilişkileri. Aile haklı olarak çocuğunu okula göndererek hayata iyi hazırlanmasını, iyi eğitilmesini talep ediyor. Ama okulda öğretmenimiz çeşitli sebeplerle, ?Bana tanınan müfredat ve saat bu çocuğu hayata en iyi hazırlamaya yetecek miktarda değil, yetki sınırları itibarıyla

da yetkili değilim? diyor. ?Aile çocuğuna

yeterince ilgili göstermiyor veya göstermesi lazım? diye çocuk iki uç arasında gidip geliyor. Bazen bundan mustarip oluyor ama bazen de bunun keyfini yaşıyor. Aileye gelince okulla ilgili mazeretler sunuyor, okula gidince aileyle ilgili mazeretler sunuyor. Dolayısıyla

bu iki uç bir araya gelir, yanyana

olurlarsa çocuğun hayatı birden bire değişiyor.

Düzce valisiyken ?Aile öğretmenliği? diye

bir proje başlattım, derdimiz sadece buydu. Çocuklar, aile ve öğretmen biraraya gelmiş olsun. Bir öğretmenimiz senede biriki defa bile olsa 20 dakikasını ayırsın ama tek şartımız o veliyle ya evinde ya da işyerinde biraraya gelsin, gitsin çayını içsin, ?Sizin çocuğunuzu konuşmaya geldim? desin. O veliyle gönül irtibatını sağlasın. Projemizin amacı buydu, sade birşeydi. Cafcaflı bir proje metnimiz yoktu ama samimiyet v e iyi niyet üzerine kurulmuş bir proje vardı. Sahada

bunun çok güzel neticelerini aldık. Buradaki arkadaşlarımız bunları zaten yaşıyorlar, çok daha fazlasını tecrübe ettiler. Gönlümü yakan şeylerden birisi, maalesef bu işe canhıraş bir şekilde sarılmasını beklediğimiz, ?Allah s enden r azı olsun vali olarak sen b izim önümüze düştüysen, bu yol bize açıldıysa

sonuna kadar gayret ediyoruz? diye düşünmesini ve hareket etmesini beklediğimiz bazı arkadaşlarımız karşı çıktılar. Sendika olarak, birey olarak karşı çıktılar. Olabilir, tabi ki muhalefet olacak. Sizin temsil noktasında, kurumsal olarak duruşu olan bir noktada beklediğinizin tam tersi bir hareket sizi ciddi olarak yaralıyor.

Ben bir fıkra anlatmak istiyorum. Erzurumluya sormuşlar, ?Amca küresel ısınma hakkında ne düşünüyorsun?? demişler. O da, ?Kuzine sobasından iyisi yok, onu bunu bilmem? diyor. Şimdi inovasyon, proje, yurtdışı geziler, teknoloji iyi ve doğru şeyler ama iyi bir öğretmenin, işine aşık bir öğretmenin, öğrencisini evladı olarak gören bir öğretmenin yerini hiçbir şeyin tutmayacağını düşünüyorum. Biz imam hatipte İngilizce öğrenemedik. İngilizce´den okulu bitirene kadar ya 9 aldım ya 10 aldım ama ben İngiltere´ye

gidene kadar daha will´li shall´li zamanı

duymamıştım. Öğretmen bana seviye

tespit için soru soruyor, yüzüne alık alık bakıyorum.

?Nerede doğdun, ne zaman doğdun??

diyor. O gün bizim önümüze konulan

şey, ?Siz İngilizce öğrenemiyorsunuz ama

neden öğrenemiyorsunuz biliyor musunuz? Okulda dil laboratuvarları yok, dil laboratuvarları olsa ne güzel öğretirdik? diye öğretmenlerimiz böyle şeyler söylüyorlardı. Onlar da öyle inanıyordu. Ama İngiltere´ye gittik gördük ki, okul bildiğimiz okul gibi. ?Sizde dil laboratuvarı yok mu?? diye sordum, ?Var? dediler, çıktık gördük. Kabinler koymuşlar ama bir gün bile çıkma ihtiyacı hissetmedik.

Çünkü bilgi birebir verildiği zaman

etkili oluyor. Oxford´da 20 gün seminere

gittim; bizim bildiğimiz, klasik medrese

eğitimi gibi birebir ders mütalaası yapılıyor.

Bir öğrenci olarak orada kaytarma imkanınız yok. Siz orada sınıfta kalabalığa katılıp kaybolamıyorsunuz. Dolayısıyla öğretmen her işin başı ama lütfen öğretmenlerimizi yalnız bırakmayalım okul aile birlikleri olarak. Ben hep şöyle tasavvur ettim, hep bu cami yapanlar, yapmaya gelen dernek yöneticilerine

şunu söylemeye başladım: ?Bunu

yaparken mutlaka yanı başına lojmanını yapalım. Öğretmenimiz, hocamız, imamımız kira derdiyle uğraşmasın, ev sahibiyle cebelleşmesin. Onu kafasından atsın, kimsenin gözü kimsenin cebinde olmasın. Bu tarafları da biz bütçe imkanlarıyla yapalım.? Bugün

imam hatip camiasının içinde olduğu durum ortada, Kartal İmam Hatip, Fatih İmam Hatip´in ayrıcalıkları var ama taşra imkanlarında da iyi imkanı olan aile birliklerimiz var. Burada biz öğretmenimize destek olalım, fiziki, ailevi, şahsi ihtiyaçlarıyla ilgili destek geliştirelim. O zaman biz gerçekten bir a ile oluruz. Teşekkür ediyorum, hepinizi tebrik

ediyorum. Saygılar sunarım.