Müslüman Bilim Adamlarından Günümüz Gençlerine Mesajlar

21.10.2021 00:11:00

Müslüman Bilim Adamlarından Günümüz Gençlerine Mesajlar

- Röportajımıza sizi tanıyarak başlayalım.

Zafer SÖĞÜT

1977 yılında Ankara Mamak doğumluyum. İlköğrenimini burada tamamladım. Lisans eğitimlerini Selçuk Üniversitesi Sanat tarihi, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Açık öğretim sosyoloji Bölümleri sonrasında Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Sanatı bölümünde tamamladım.  

Sakarya Üniversitesi Dernekler Birliği Başkanlığı görevi ile başladığım Sivil toplum Kuruluşlarında aktif görevler aldım. Bir kaçını  sırayalım;  Önder Yönetim Kurulu Üyeliği, Şahsiyet Akademisi Danışma Kurulu Üyeliği, Mihmandar, çeküd gençlik çalışmaları birim sorumluluğu gibi görevlerin yanı sıra  Radyo programcılığının ardından Kanal A “Gençlik Sahnesi” Program Danışmanlığı ile başlayan iletişim gündemini seminer sunumları şeklinde devam etmekte.  “İslam Şehirleri, İslam Tarihi, İstanbullu Anlama Ve Fotoğrafçılık, İstanbul Okulu, Yaşama Sanatı (Sanat Tarihi Seminerleri), Kulluk Sanatı,  Bilim Tarihi Sunumları” seminerlerini çeşitli kurumlarda verdim.

Katıldığım karma sergilerin ardından Vakıfbank Sanat Galerisinde “Sorun Fotoğrafta ”sergisi ile fotoğraf çalışmalarını sürdürmekteyim. Fotoğraf çalışmalarına Erbaa Belediyesi Fotoğraf Yarışması Jüri Üyeliği, www.fotografmedeniyeti.com Sitesi Yöneticiliği,  Erbaa Belediyesi “Erbaa Kitabı”  Fotoğraf Çekimi, “Üsküdar’ın Meşhurları” Kitabı Fotoğraf Çekimleri, İSKİ’nin hazırladığı  Tarihi İstanbul Çeşmeleri Külliyat Çalışması Fotoğraf Çekimleri (3 Ciltlik Kitap), İbb Ramazan Etkinlikleri Fotoğraf Çekimleri  ile  İbni Haldun Üniversitesi, Beykoz Belediyesi, halk eğitim merkezi gibi Çeşitli kurumlarda fotoğraf eğitimler ile bir sanatın çeşitli dallarında çalışmalar yapmaktayım.

- İslam bilim ilişkisi nedir?

Bu başlık aslında birçok konuyu bize daha en başından ifade etme imkânı veriyor. Konuyu açabilmek adına izninizle şu temel noktayı belirteyim.  İslam’ı bir medeniyet olarak algılayabilmek için sahip olduğu düşünce yöntemini incelemeliyiz. Başka belki de hiç bir medeniyetin sahip olmadığı bir özelliği var İslam medeniyetinin. Oda 4 ayrı düşünce sistematiği geliştirmiş olmasıdır. Günlük hayata dönük problemleri çözme yeteneği olarak algıladığımız fıkıh bilimi ile geliştirebilir bir esneklik taşıması, coğrafi farklıları sistemde makul hale getirmiştir.  Kelam ilmi ile teorisyen bakış açısını tarihi süreç içerisinde büyük bir enerji olarak düşünce yeteneğine dönüştürmüştür.  Felsefi düşünce sistematiğini kendi medeniyetini inşa ederken dışarıda kalan düşünce havzalarına ulaşmak için kullanmış olması ile ortaya çıkan İslam felsefesi bir dinin medeniyete olarak ürünler vermesi için uygun bir ortam sağlamıştır. İnsan kavramına değer katma hakkını da tasavvufi düşünce sistematiği ile alması sayesinde bilim dünyası ile beraber yol yürüyebilen hatta bilimin yaşaması için gerekli ortamını oluşturmuştur. İslam’ın sahip olduğu “fıkıh, kelam, felsefe, tasavvuf” yöntemleri bilimle bir din olarak İslam’ın bakış açısını göstermektedir. İslam medeniyeti sahip olduğu bu dört düşünce yöntemi sayesinde kendi dışındaki bilim havzalarını beslemiş, örnek olmuş, rakip olmuş, en önemlisi yöntem bilgisini onlara vererek bilimin bugünlere gelmesini sağlamıştır. Hiç kuşkusuz bunu yapabilmesi için özünde taşıdığı iki öz değeri konu etmek gerek. O da Kuran ve Sünnettir. Özünde vahyi bilgi olan ve onun pratize edilmiş örneği hadis ilmi sayesinde İslam bilim dünyasının yaşaması için ideal ortamı sunan bir kültür ortamı sağlamıştır.

 

- Kitabınızın başlığını size soru olarak sorsak. Müslüman bilim adamlarının biz gençlere mesajları nelerdir?

Bu soruya cevabı kitap bizzat kendisi vermeli. Çünkü zaten yaklaşık 1000 yıllık bir tarihi birikimi kitapta bir bilim adamının bu günün gençlerine mesajlar göndermesi şeklinde kaleme aldık. Bir kitaptan daha çok söylenecek sözleri bir özet olarak bir kitapta topladık. Oradan çıkacak en genel mesajı da buradan ben aracı olarak ifade etmiş olayım. Bilimde dünyanın lideri olan geçmişte yaşamış Müslümanlar bugünün gençlerine yani bizlere bu liderliğin tekrar mümkün olduğunu hatırlatıyorlar. Vicdanlı bir bilim anlayışı için bu toprakların yetiştirdiği gençlerin adaletle bilime yaklaşmaları kuran ve sünnetten kopmamaları sayesinde geleceğin huzurlu dünyasını inşa edebileceklerini mesaj olarak verirlerdi. İnsan olmak heyecan verici bir durum. Ey gençler insan olduğunuzu hatırlayın yeter.

- Müslüman bilim adamlarının katkı sağladığı en önemli alan hangisidir? Neden?

Bilim tarihinin çok uzun bir dönemine damga vurmuş bir medeniyetin birçok alanda çok çeşitli konularda katkı sağladığı çok nettir. Bir disiplini ötekinden daha üstün görmek bizi hataya götürebilir. O yüzden bu soruya müsaadenizle iki yönlü cevap vermek isterim. Bir; Müslümanlar sahip oldukları disiplin anlayışı ile yani çalışkanlıkları ile her bilim türünde bilim dünyasında sıçrama sağlamışlardır. İslam’dan önceki bilim ortamını yok saymak veya eski bilgileri kendilerine aitmiş gibi yapmadan kimden hangi bilgiyi aldılarsa onu aynen aktarmışlardır. Geçmişe saygıda kusur etmediklerini söyleyebiliriz. Her disipline verdikleri bu adalet anlayışı yanında geliştirdikleri bilgiyi tasnif etme yöntemleri dikkat çekmektedir. Bugün bilim dünyasının olmazsa olmazı dipnot geleneği yani atıf yapma becerisi İslam medeniyetinde hadis ilminde ravi zinciri şeklinde ortaya çıktığını söyleyebiliriz. İki; peygamberimizden sonra başlayan tebliğ hareketleri, ticaret, fetih ruhu ile İslam üç kıtaya yayılma becerisi sayesinde Müslümanlar coğrafya alanında büyük çalışmalar yaptıklarını gözlemliyoruz. Burada ibadetlerin Müslümanlara yüklediği önemli görevlerin etkili olduğunu söyleyebilirim. Kıblenin bulunduğunuz noktadan en doğru şekilde bulunması, namaz vakitlerini doğru şekilde tespit etmek için çalışmalar yapmak Müslümanları coğrafya ve astronomi alanında ciddi çalışmalar yapmaya yönlendirmiştir.

- Kitapta adı geçen önemli şahsiyetlerden sizi en çok etkileyen kimdir? Neden?

Kitabın içine girdiğinizde birçok isme hayran kalmamak elde değil hatta kitabı yazarken 800 den fazla bilim adamının bilim dünyasına yeni bir buluşla yani bir bakış açısı ile katkı sağladığını görüp çok şaşırmıştım. Bu sayının çok daha fazla olduğunu maalesef tarihin tozlu sayfalarında onların bıraktığı eserlerin ve kendi isimlerinin yok olduğunu da söyleyebilirim. Bu alanda yapılacak çalışmalarla kendisine hayran olunacak o kadar çok isim var ki. Ben sadece iki isme atıf yapalım biri mimar Sinan diğeri Cezeri. Mimar Sinan 100 yıllık ömrü hayatına 450 eser bırakması ile ve bu eserlerinin her birinin kendine özgü taraflarının olması ve 3 kıtaya yayılmış bir coğrafyada inşa etmesi ile insanüstü bir emeğin adresi haline geldiğini görünce şaşkınlığını gizleyemiyor insan. Üstelik yaptığı eserleri 10 yıl altı bir sürede ve çimento ve demir kullanmadan yapmış olması ile dünyanın en büyük mimarı olduğunu en azından bana söyletiyor. Cezeri de yaptığı mekanik çalışmalarla günümüzden 1000 yıl öncesinden bugünün robot dünyasına selam verdiği hissine kapılıyorsunuz. Eserlerini müzelerde ve kitaplarda görebilirsiniz. Ne demek istediğimi onun filli su saatini görünce anlayacaksınız.

- Kitabınızda bahsetmiş olduğunuz öncü bilim adamlarının çalışmaları modern bilim tarihinde de önemli bir konuma sahipler ve ortaya çıkarttıkları eserler uzun yıllar boyunca Batı dünyası tarafından kaynak eser olarak okutulduğunu biliyoruz. Fakat Müslümanların bu çalışmaları ne yazık ki Batı Dünyası tarafından Antik Yunan ve Hint toplumlarının kaynaklarının çevirisi ya da sistematize edilmiş hali olarak nitelendirmesinin altında yatan temel psikolojinin ne olduğu tanımlar mısınız?

Sadece Müslümanlar kendi kadim bilgilerini antik yunan olarak kabul ediyorlardı diyemeyiz. Batı modern dünyasında da bu gerçeği kabullenmek oldukça zor oldu. Ve önümüzdeki dönemde çok büyük itirafların ortaya çıkacağı bir süreci yaşayacak gibi duruyoruz. Tabi sorunuzda dikkatimizi çeken bir nokta var o da modernizm ve onun sonunun gelmiş olması. Artık postmodernist zihin taşıyan bir batı var. O yüzden modernizime dair algılarımızı da bu eksen değişikliği içinde okumalıyız. Ama batının kendi dışında bir var oluşu modernizm kafası ile anlaması, içine sindirmesi pek mümkün görülmüyordu. Sömürü faaliyetleri ve sonrasında tüm dünyayı kendilerine Pazar alanı, insanların tamamını da müşteri görmeleri gereği İslam’ın bilime katkılarını yok saymak daha da ileri giderek bu gerçeğin üstünü örtmek için çok çaba sarf ettiklerini söyleyebiliriz.  Batının kendi ilim dilini yöntemini oluştururken kullandığı İslam medeniyeti ürünlerini yok sayması biraz da rekabetten ileri geliyor. 300 yıl boyunca geçmeye çalıştığı 600 yıl boyunca temasta kaldığı onun gibi olmaya çalıştığı bir medeniyeti geçtiği andan itibaren ona dair acımasız tepkiler vermesi anlaşılabilir bir durumdur. Buradaki en açıklı pozisyon ise İslam coğrafyasındaki insanların durumu aslında gurur duyacakları bir geçmiş yerine kendi dışında oluşmuş bir medeniyetin gölgesinde bir hayat yaşamayı tercih etmeleri olsa gerek. Bunu da kısaca cahillik olarak tanımlayabilirim.

 

- İslam medeniyetinin ve batı dünyasının bilime bakışı arasındaki temel farklılıklar nelerdir?

Buda çok uzun cevap gerektiren bir soru. Müsaadenizle sadece bir yönü ile cevap vermiş olayım. İslam medeniyeti her alanda olduğu gibi bilim dünyasında da çerçevesini çizdiği hassasiyet noktası adalet kavramı ile kendini göstermektedir. Bilimle uğraşırken de insandan adil olmayı bekleyen bir anlayışla olaya bakmak gerek. Bilgiyi alırken elde ederken kendisinden önce yapılan çalışmalara saygı duymak ve onlara atıf yaparak kendini tanımlamak o adaletin gereği. İkinci boyut ise adalet anlayışının insan varlığında vicdan diye bir karşılığının olması. İslam medeniyeti sadece insana değil tüm canlılara saygı duyulması gereken bir dikkatle bilimsel çalışma yaparken batı atom bombası diye bir canavarı üretmekten hiç çekinmedi daha kötüsü o bombayı kullanmaktan da geri durmadı. Bu örnek bile zaten farklılığın ne kadar derin olduğunun göstergesi. Bırakın insanı her hangi bir canlıya zarar verecek bir anlayış ne kadar İslami olabilir.

- Son yüzyıllarda Müslümanların bilime katkılarını neden azalmıştır?

Aslında farkında olmadığımız birçok isim dünya bilim alanında bir sürü katkılar sağlıyor. Bunların bir kısmı batının sağladığı imkânlar gereği batı medeniyeti şemsiyesi altında yapıyor. Bir kısım bilim adamı da batı dışında geniş bir coğrafyada çalışmalar ortaya koyuyor. Ama bu iddiamız İslam medeniyetinin bilim alanında geri kaldığı gerçeğini söylemekten alı koymasın. İbni Haldun’un tespiti ile her medeniyet her devler bir ömür üzerine yaşar ve zamanı gelince tarih sahnesinden çekilir. Bu atfı hem İslam medeniyeti için yaptım. Hem de batı için. Batının bilim dünyasındaki liderliğinin sonuna geldiğimiz bir süreci yaşıyoruz. Ve tekrar hareke geçecek bir İslam coğrafyasındaki enerji insanlığa katkı sağlayacak bilimsel olgunluğa ulaşacak gibi duruyor. En azından bu potansiyeli taşıyor.

- Bilimsel anlamda Müslümanların daha fazla varlık göstermeleri gereken  alanlar nelerdir ?

Alanları bilmem ama bilim dünyasının tamamında hatta Müslümanların sanatta ve sporda da varlık göstermeleri gerektiğini söyleyebilirim. Tüm insanlık için baktığımızda İslam’dan başka bu enerjiyi taşıyan bir düşünce ekolü yok gibi duruyor. Tabi Müslümanların tembellik etmemeleri durumunda bu iddia anlamına kavuşur.  Gençlerimize hadi yazılım mühendisi olun gelecek yüzyılın mesleği hekim olmakta diye vaz etmektense yapılması gereken tavsiye her ne yapıyorlarsa yapsınlar lütfen tembellik etmesinler olacaktır.  Kitaptan yani bilgiden bağını koparmayan her bir genç geleceğe atılmış bir yıldız olarak zaten bir değer taşıyor. İçimizde yer alan öz güven başarı zaten onların önüne serecektir.  Sorunuzda daha net bir tanım isteği varsa belki okuyucularımız şaşırtmış olacağım ama ben gelecekte sosyal bilimlerin belirleyici bir üstünlüğü olacağını düşünüyorum. İyi bir mühendis veya doktor olacak genç arkadaşıma şimdiden tavsiyem sosyoloji, tarih, iletişim veya sanat eğitimini yan branş  almasını tavsiye ediyorum.

 

kaynak:Genç İstikbal Dergisi

 

 



1

LGS başvuruları için bugün son gün

2

İsrail, İran'ın Suriye'deki konsolosluk binasını vurdu: 7 ölü

3

İstanbul'da çarşaflı bir kadına dayak! Yerlerde sürüklendi...

4

Zafer Partisi'nde peş peşe istifalar

5

CHP Meclis Üyesi Adayı Seyfettin Yıldırım'a Vatandaşlardan Büyük Tepki