Orta doğuda yaralı Bağdat
Mazlum halkıyla çilesi kat kat
Duymalı bir gün seni de dünya
Üstünde binlerce masum kanıyla
Bağdat, Bağdat Bağdat, Bağdat
Bağdat, Bağdat Ah, Bağdat
Haçlı zihniyet müttefik kurdu
Ey Bağdat seni hainler sardı
Siyonist güçler kukla sistemler
Kardeşi kardeşe düşman ettiler
Bağdat, Bağdat Bağdat, Bağdat
Bağdat, Bağdat Ah, Bağdat
Eşref Ziya´nın söylediği yukarıdaki ezgiyi bizim kuşağın tamamı iyi bilir. Bağdat´taki zulmü hatırlar, bu marşı dinler,Saddam´a bilenir, Ortadoğu´yu konuşurduk. Bu ezginin ne zaman piyasaya çıktığını bile unuttuk ama Ortadoğu´nun yaralı Bağdat´ının yaraları bu süre zarfında sarılmadığı gibi daha da arttı.
Ellerimizi yumruk yapar, Grup Genç´in ?Filistin´de, Çeçenya´da, Afganistan ve Irakta? ezgisini söyler, ?La İlahe İllallah? derken sanki şehadet parmaklarımızı kör dünyanın gözüne sokacak gibi kaldırırdık. Parmaklarımız kalktığında sanki kalbimize zafer muştuları fısıldanırdı.
İmamlarımız dualarında ?Allah´ım! Tibet´te, Keşmir´de, Filistin´de Çeçenistan´da, Suriye´de, Mısır´da, balkanlarda ve dünyanın diğer bölgelerindeki mazlum Müslümanlara yardım eyle? diye dua ederlerdi. Var gücümüzle ?Âmin? der,içimizdeki bütün kini sanki bu ?Âmin? ile beraber haykırırdık.
Aradan on yıllar geçti, gönül coğrafyamızdaki bu acıların hiçbirisi dinmediği gibi yenileri yerler ve yeni zulümler listeye eklendi ve her geçen gün eklenmeye devam ediyor.
Birkaç sene önce dünyanın çeşitli bölgelerinden Müslüman âlimlerin bir araya gelip İslam Dünyasının problemlerini konuşacakları uluslararası bir toplantının davetiyesi geldi. Toplantının mahiyetini öğrenmek ve ona göre katılıp katılmayacağıma karar vermek üzere, tertip heyetine yakın bir arkadaşımı aradım. ?Ben katılmayacağım, burada toplanan kişiler yıllardır toplanıyorlar. Acaba şu ana kadar İslam Dünyasının hangi problemini çözmüşler, hangi derdine deva olmuşlar? Her sen toplanıp toplanıp dağılıyorlar? dedi. Söyledikleri ne kadar acı olsa da maalesef doğruydu.
İşte bugünlerde yaşadığımız Kudüs zulmü. Kudüs Müslümanların namusudur diyoruz ama Kudüs davasını da bir avuç Filistinlinin omuzuna yüklemiş bulunuyoruz. Ortadoğu ülkelerinin başlarındaki satılmış Amerikan uşakları, abilerinden izin almadan tuvalete bile gidemiyorlar. ABD´den talimatı alan liderler İsrail terör devleti ile normalleşmek için kapılarında sıraya giriyorlar.
Geçen günlerde Arap dünyasında sosyal medya platformlarında gezen bir afiş şöyle diyordu: ?Çinliler bir hayvan bulduklarında yiyorlar, Hindular ona tapıyorlar, Araplar onu kendilerine reis seçiyorlar?. Arap halklarının kendi liderlerine bakışı anlatan bir karikatür bu.
Elbette Kudüs davası sadece Arapları ilgilendiren bir problem değil. Son yaşanan olaylarda bütün Müslüman ülkelerin dışişleri bakanları bir araya gelip Filistin´le Kudüs´le ilgili birkaç kelam etselerdi, köpeksiz köyde değneksiz dolaşanlar kendilerine bir çeki düzen verirlerdi. Ama yaşanan olaylara Filistin dışında en sert tepkiyi Türkiye veriyor ama bizim de sesimiz yetmiyor belki.
Dava büyük, yol uzun ve meşakkatli. Ama artık bir an önce ümmetin yiğitlerinin yola koyulması, sefere çıkması, hakkı ve hakikati söylemesi lazım.
?Aksi takdirde Muhterem Necmettin Erbakan Hoca´nın dediği gibi "8 milyonluk İsrail için 1,5 milyar Müslüman Ebabil bekliyorsa, Ebabiller gelse İsrail´i değil, bizi taşlar."