HALİL İBRAHİM PAÇACI


Sibernetik toplum 1

Sibernetik toplum 1


Süfli normlarla toplumların ıslahı meselesi, zulme gebe şeytani neticeler doğurmuştur. Bu minvaldeki siyasi devrim ve ıslah hareketleri halka yapılan en büyük zulüm olmuştur. İnsan aklı vahye muhatap olmakla, ulvi kıymet kazanmıştır.

Ve yine insan karakter ve seciyye oluşumu, şekillendirilebilir vicdani algoritmalarla müdaheleye açık bir yapıya evrişmiştir ki, tam da bu noktada şeytan ve nefs hünerini ve etki alanını göstermektedir. 

Yaratılış planında, muhtemel müdaheleye açık, fıtrat denilen sistemde budur. İmtihan bu merkezdedir. İlahi normlarla şekillenmemiş akıl ve vicdan, bilerek yada bilmeyerek şeytanın dahline ve sevkine açık bir yapıdadır.

İlm-i Mevad´ta mukavemet yasası bağlamında sabit ve rijit olmayan yapılarda dağılma, çöküş, parçalanma ve yıkım olması ilmi bir zarurettir. 

Bu ilahi yasa maddenin tefessûhu akebinde, hak ve hakikatla perçinlenmemiş mananın da bir şekilde inkırazına sebebiyet vermektedir. Bu itibarla içtimai ahlak, siyasi ahlakın mir´atıdır. Neticede siyaset, toplumdan beslenmekte ve yine onu beslemektedir. 

  Fertlerin karakteri olduğu gibi toplumlarında karakteri vardır. Toplum Mühendisliği tam da bu konuyla ilgilenmektedir. 

  Sibernetik biliminin en büyük açmazı sistem (fıtrat) üzere yaratılmış mutlak canlı varlıkların güdümlenmesinin (tabiat yasalarınında desteğiyle) mümkün olduğunu zannetmesidir. Genel kanaat "fıtrata hükmenden dünyaya hükmeder" dir. Bu teori o kadar benimsenmiştirki İslam coğrafyalarında da siyasetçiler tarafından kullanılmaktadır. İkiyüz küsür yıldır müslümanların siyasi inkişaf yaşayamamalarının temel nedenlerinden biride budur. 

  İnsan iradesinin değişkenlerinin milyarlarca olasılığını hesaplayarak, mutlak manada saptırma odaklı kontrol edilebileceğini ilk iddia eden şeytandır. Bu da onun kendisini insandan çok özel görmesiyle başlamış sapkın bir durumdur. Siyaset, bu türden üstün seçilmişlik haletinden ziyadesiyle içtinap etmelidir. 

 

  Varoluşla alâkalı İlahi master planın anlatımı Kitap ve Sünnette mufassalen anlatılmıştır. Sevk-i beşerin İdrak ve teakkul normunu İslamla tekevvün ettirmemiş bir aklın bunu görmesi ve içselleştirmesi mümkün değildir. Bu durum birazda kişinin ilmi ve vicdanı altyapısının tezahürüdür. 

   İnsanoğlu yeryüzünde varolduğu günden itibaren, dünya Hak-Batıl mücadelesinde kıyamete kadar sürecek büyük bir savaşın zemini olmuştur. İbre zahiren batıl lehine görünsede, Hak, varlığın mana ve manzumunu, bütün ihtişamıyla her zaman ve zeminde  temsil edecektir. Bu savaşın tarafları farklı devirlerde değişsede hiç değişmeyen taraf şeytan ve hilafet makamıdır. 

Bugün bu makam etkin değildir. Bu durum müslümanlara mutlaka ruz-i mahşerde sorulacaktır. 

 

Bugün İslam adına kapsayıcı bir siyaset yapmak mühim bir zaruretsede öncelikle bu temsiliyeti muşahhas İslami bir yapıya sokmak önceliklidir. Bu teşahhus, mutlaka bir milletin idari kabiliyet, liyakat ve hamasetiyle mümkündür. İkincil olarak kadim bir söylemle adı konmuş Nizam´ı Alem şuurunda, insanlığı cinnet halinden kurtaracak ilahi esaslardır. 

 

Bu kutsi mücadelenin istikrarı, teşekkülünden daha zor olacaktır. Çünkü bu hep böyle olmuştur. İnsan türünün zaaflarını bilen şeytan, işbirlikçileriyle bu acziyetleri batıl cihetinden lehine kullanacaktır. Zaaf halindeki insanın dini aidiyetinden kaynaklanan boşluklukları milli saiklerler doldurmak şeytan ve batıl karşısında olumlu bir direnç sağlayacaktır. Çünkü insanın mizacı bu minval üzeredir. Kaçıralmaması gereken şey kontrolsüz asabiyyetin ictimai hastalığa dönüşmesidir. 

 

Şer odaklarının hiç bırakmadıkları en büyük güç, İslam dünyasında ideolojik çatışmalar ekseninde nifak yaymaktır. Güç dengesi tam oturana kadar bu yol şeytan için hep yıkıcı bir silahtır. 

 

Siyaset nifakın pençesindedir. Samimiyet ve ihlas bu pençeyi kıracak olan elmastır. Müslüman "ben" olma sefilliğinden "biz" olma şuuruna inkilab etmedikçe var olan kıymetini kaybetmek kenara dursun daha da çukura düşecektir. Bu süreçte "biz" şuuruyla elden gelenin ziyade fazlasıyla canhıraş bir gayret gösterirsek Rabb teala rahmetiyle azic kaldığımız yerde lütfuyla bize imkan verecektir.